Cuma

Bir sevgilim olsun diye yakınan insanlara...


Kadın ve erkek bir bütünün parçalarıdır aslında, birbirlerinden farklı yapılarda olsalarda yine birbirlerinin eksiklerinin tamamlayan iki parçadır.
Karşı cinsin yoksunluğunu zaman zaman hisseder insan çünkü hormonal yapımız bir "çift" olmaya uygundur, doğamız da budur. Ancak sevgili olmak yani bir ilişki içinde bulunmakla bir karşı cinsle vakit geçirmeyi aynı kefeye koyduğunu düşünüyorum insanların.
Flört denilen ve insanların çıkmak olarak adlandırdığı birbirine yakınlaşma, karşılıklı jestler ve kur yapma dönemi oldukça eğlenceli, heyecanlı ve hareketlidir. Ancak Maalesef insanların ki özellikle erkeklerin bu dönemi sadece seks ile sonlandırmak istemesi veya sadece düzenli sekse yönelik çabalarıyla yan yana koyunca sevgilinin olmaması can sıkıcı olmuyor. Sadece çevredeki insanlara özenmek olabiliyor.
Bir de madalyanun diğer tarafı, yani gerçekten romantizm yaşamak isteyen, omzuna başını yaslayabileceği, kendine destek olacak birini istemesi vardır insanın. Bu da bir nevi bencilliktir aslında sadece kendisi için bunu ister. Karşısındakinin varlığı ve paylaşımlarıyla mutlu olmak ister. Kendini düşünür yani.
Sevgilinin olması şu demektir:
Birlikte zorlanmak, zorluklara birlikte koşmak, birlikte gülmek, birlikte ağlamak, birlikte ilerlemek, düşerse yanında ağlamak sonra teselli olmak. Bakın hiç "ben düşersem kaldırsın" değil, "biz düşeriz ve kalkarız" demektir gerçekten sevgili olmak.
Ancak gel gelelim sevgilinin olmamasının can sıkıcılığına.
Sevgilinin olmaması bir eksiklik, bir sıkıcı durum değildir. Özellikle "ilişki sorumluluğu" olmayan veya buna hazır olmayan insanların kesinlikle edinmemesi gereken bir unsurdur sevgili. Kişi her zaman kendi kendine yetebilir, sevgilisi olmadan da yaşamını sürdürebilir. Manevi ve fiziksel ihityaç ve dürtülerimizi yerine getirmek için illa bir sevgilinin olmasına gerek yoktur. Sadece ne istediğini bilirsen hayatta her zaman işler daha kolay olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder