Çarşamba

Ne dilediğine dikkat et...

Karanlık ve sıcaklık
nefesinle ısıttığın yüzüm, tutkuyla birleşen dudaklar
gözlerinin içine bakarkenki o acı
zamanın içimizde biriktirdiği özlem
belki sıkıntıların, belki de içilen o yarım biranın etkisi
saçlarımızda gezinen ellerimiz
utangaç, korkarak ama bir o kadar da istekle birbirine temas eden
dokundukça o yumuşak o sıcacık hisle dolan dudaklarımız
ve tekrar tenimize nüfus eden nefesimiz
ve tekrar kavuşan bedenimiz
ve biriken özlemin artık vücutla dile getirilmesi
ve titreyerek girilen yatakta
o tutkunun etkisi ile alev alev
istekli, özgür, bağlı, kararsız, suçlu, masum
ve evet, birbirini isteyen iki beden...
her ateş söner, her yaz biter, hava soğur, kış gelir
tekrar üşür bedenler o soğukta...
Geçici ısınma yöntemleri dener belki
ancak beceremez tekrar o sıcaklığı yakalamayı
ve ağzından dökülen bir kaç kelime olur
"ne istediğine, ne arzu ettiğine dikkat et..."
hayat müşterektir... başkalarının kararlarını uygulamaya devam edersen her şey kayıp gider avuçlarından... kendin olamadan gelgitlerle dolarsın işte... sonra bir de bakmışsın ki o boş sahilde, denizin kıyıya sürüklediği boş deniz kabuklarından biri olmuşsun... şekli güzel, içinde denizin uğultusunu taşıyan ancak boş ve yalnız... kırılgan... ve bir gün o boş denz kabuğunu dolduran yengece boyun eğmek zorunda kalırsın, o nereye giderse sen de oraya gidersin... seni sevdiği için değil, sana ihtiyacı olduğu için, çıkarı olduğu için seninledir.... Veya bir koleksiyoncunun kutusudur yerin, senin gibi boş, yalnız, sessiz binlerce deniz kabuğunun yanında...

Hayatın közünü yenilemek...

Hayat bir nargile gibi değil midir ? Çekersin ve sonra salarsın geri dertleri de, mutluluğu da... eğer yakarsan umutlarını, hayallerini, kalıkalı verirsen ortada, o en iyi arkadaşlar tütünlüğü çıkarıp üflerler, sadece hafiflesin nargilen diye, çünkü ellerinden gelen o dur... Azim de nedir biliyor musunuz? Hani nargilen yanar da sen temizlemeye çalışırsın, işte azim de böyle bir şey... ya bırakırsın tamamen hayatını yarım bir nargile gibi, ya da arkadaşlarının üflediği o acı küllerin dinlenip, o yanmış tadın geçmesini hafiflemesini bekleyip tekrar köz ekersin nargileye...

Kalbime damlayan bir şarkı...

Gece gece nerden geldi bilinmez ama Hümeyra'dan "Sevdim seni bir kere" parçasını dinleyesim geldi. Kalbime damlayan bir parça... İçimi hem ısıttı hem acıttı biraz... Ah bir de bira olsa şimdi ne güzel gider eski 45likler yanında...
O zaman hadi bir kere de beraber söyleyelim mi?

"Sevdim seni bir kere
Başkasını sevemem
Deli diyorlar bana
Desinler değişemem
Desinler değişemem
Daha yolun başındasın
Değişirsin diyorlar
Oysa sana çıkıyor
Bildiğim bütün yollar
Sevgi anlaşmak değildir
Nedensiz de sevilir
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir"

ve ardından kocaman bir sessizlik...

Cumartesi

Son söz...

tek bir şey... tek bir rica...
başka bir şey yok... gerçekten...
şu boynuma, keskin bir kurban bıçağı ile derin bir kesik at,
ve boşalsın içimde ne varsa o hoşgörülü toprağa,
karışsın kanımla anılarım...
Ondan sonra
belki yangından sonra yeşeren bitkiler gibi
bir fidan oluveririm,
tekrar büyüyüp ağaç olunca da
belki adını kazırsın üzerime,
canımın yanacağını düşünmeden,
...

Cuma

Aklım nerde?

ben de bilmiyorum ki nerde?..
kaybettim, belki kaçtı gitti başımdan...
Sıkılmıştır o küçük kutuya tıkıp,
hep aynı şeyler için çalıştırdığım için onu,
bırakıp gitti belki de beni
ümitlerimle, hayallerimle birlikte...

Pazartesi

Rezillik Felsefesi

Rezillik aslında bir dogmatik felsefedir. İnsanın kendini rezil görmesi, eksiklerini bilmesi ve ortaya koyması ve göstermesi karşısındaki insanların o zayıf yönleri umursamadığını düşünmesine sebep olur ve senin o zayıf yönlerinle uğraşmazlar çünkü sen onları zaten sumuşsundur ortaya...

İnsanlara tutacak kemik bırakmama felsefesi olan "rezillik" ünlü düşünürlerden Eunsal tarafından ortaya koyulmuştur...

Eunsal'a göre, bütün insanlar özgündür, ve orijinaldir. Taklit etme yetilerini kullanarak öğrenirler ve bunları karıştırarak orijinal ve kişisel bir davranış oluştururlar. ya toplumsal ya da ailesel baskılarla seçerek şekillendirirler. Ancak buna rağmen, en düzgün insan bile bir başkası için rezil görünür. İşte burada insan kendisinin başkalarına göre rezil tutumunu saklamaz, bundan utanmaz. Kendini sever ve kabul eder. İşte bu, rezilliği kabul etmektir. Ve kişi kendinden utanmayıp çekinmediği için insanlardan kimse üzerine gitmek istemez.

Rezillik felsefesi son zamanlarda gittikçe yaygınlaşmakta, özgün düşünen insanları bünyesine katmaktadır.

Rezillik Felsefesi'nin müdavimleri:

Leonardo Da Vinci
Wolfgang Amadeus Mozart
Pablo Picasso
H.R. Giger
Tim Burton

Ben 10 benim karakteri çalmış lan!

Oha, 4-5 yıl önce çizdiğim bir karakteri, daha bugün izlediğim bi çizgi filmde görmek :S Koskoca prodüksüyonlar yalanmış, fiyaskoymuş...
Ulan ne bedbaht bi adamım ben yav :S

İşte Benim karakterim
Ben bu karakteri 2006 yılında bilgisayarda mouse tıklamalarıyla yapmıştım. Vay be demek sen de meşhur olacaktın ha evladım...












Ve işte Ben10 isimli çizgi filmdeki karakter
Koskoca Ben10 çizgi filmini yaratırken benden faydalanmış herifler... Ulan bi teşekkür etseniz haberdar etseniz para bile istemezdim...

Günün özlü ve pozlu sözü

Beni çekemeyenler DIGITURK(dijitürk)e abone olsun, orda daha net gösteriyorum