Cumartesi

Hayat, paylaştıkça artan tat...

Hepimiz önce karanlık bir mekanda başlarız hayatımıza. Islak dar ve rahatsız edici. Tam alıştım derken birisi çekiverir sizi bu sıcacık mekandan. Parlak ışık gözlerinizi kamaştırır, bakamazsınız bile etrafa. Gözleriniz dağlayan bu ateş bir süre sonra kaybeder yakıcılığını ve görmeye başlarsınız etrafınızı. Devasa kişiler vardır, birisi sürekli sizi bir şeyden korur gibi kolları arasında saklamaktadır. Acıkınca, sizi yasladığı yumuşak duvardaki bir delikten hafif tatlımsı bir şey içmenizi sağlayıp karnınızı doyurur.

Zaman geçtikçe bu kişilere yakınlık duyarsınız. Boyları gittikçe küçülmeye başlar ilk güne göre. Daha sonra size "anne, baba" gibi komik kelimeler söylerler. bir oyundur bu ve siz de oyunu oynamaya çalışırsınız. Yapabildiğiniz zaman da çığlıklar atıp daha fazla tekrarlarlar bu kelimeleri.

Biraz daha küçülünce bu kişilerin isminin anne ve baba olduğunu, size de bir aile dendiğini anlarsınız. artık onlar gibi bir şeyler söyleyebiliyor hatta onlar olmadan gezinebiliyorsunuz.

Oyuncaklarınıza o kadar alışırsınız ki bir gün onlardan ayrılacağınız aklınızın ucuna bile gelmez. sizi "okul" denilen biyere gönderirler. Burada anlayamadığınız şeyler anlatılır önce. sonra onların siizin dilinizde konuşmaya başladığını farkedersiniz. gittikçe küçülmektedir insanlar, yavaş yavaş sizinle aynı boya gelmektedirler...

Şimdi size genç diyorlar. Lise derken Üniverstie dönemlerindesiniz. Burada pek çok sınavın ödülünü alacağınızı düşünürsünüz. Etrafınızda yeni insanlar vardır onlarla tanışmak ve eğlenmek istersiniz.

Zamanla genişler çevreniz. Yeni insanlar tanıyorsunuz, hatta bazıları size daha da samimi geliyor. karşı cinsten biri belki bir ara size çok tatlı bir acı hissettiriyor. Aşık oluyorsunuz.

Mutlu oluyorum derken birden her şey bitiyor. çökmekteyken "arkadaş" olarak tanımladığınız insanlar size destek olmaya başlıyor. acınızı hafifletmek, göz yaşınızı silmek için yanınızdalar. onlar da sizin duygularınızı paylaşıyorlar.

yaşadığınız acı ve üzüntülerin yanında sevinç ve başarılar arkasından tecrübeyi getiriyor. Artık bakış açınızı kontrol edebiliyorsunuz. İnsanlara nasıl davranmanız gerektiğini de. Hak edeni yüceltiyorsonuz, Hak edeni yeriyorsunuz. Kimine değer verseniz de ders alması için sivri dilinizi kullanıyor, kimine de saf iyiliği için aynı şekilde karşılık veriyorsunuz. Büyüyorsunuz...

Artık öyle doluyor ki kafanız insanlarla bildiklerinizi paylaşmak, sıkıntısı olanlara yardım etmek ihtiyacı hissediyorsunuz. Çeşitli vesilelerle tanıştığınız insanlara içinizden geldiğince iyi davranıyor dertlerini aşmaya çalışıyorsunuz. artık aranmaya başlıyorsunuz...

yeri geliyor yardımcı olmak istediğiniz iyi niyetle yaklaştığınız insanlar sizi farklı anlıyor ve olayları başka noktalara çekiyor. üzülüyorsunuz ama bağınızı da kopartıyorsunuz artık...

Artık diğer insanlar sizin boyunuza geldiler. size yetişkin diyorlar...
.............

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder